Sübye yi deniz bölgesinde yaşayanlar daha çok bilir muhakkak.
Çok entersen bir deniz canlısı olup,lezzetiyle çok sevilen et türüne sahiptir.

ÖZELLIKLERI:
Kafadanbacaklılar (Cephalopoda) sınıfının, Onkollular (Decapodiformes)Hepsi ayrı eşeylidir. Solungaç solunumu yaparlar.Baş ve gövdeden meydana gelen vücut oval ve üstten basıktır. Ağız bacakların arasında gaga şeklindedir. Gözler başın iki yanında ve iridir. Ağız bölgesinden çıkan 10 adet kolları vardır. İki kolu diğerlerinden daha uzundur.
Dinlenme halinde içe çekilmiş olan bu kollarını avlarını yakalamak veya korunmak maksadıyla ileri doğru fırlatırlar. Kollarının iç yüzeylerinde çok sayıda vantuz (emeç) bulunur. Vantuzların içleri dişli boynuzsu yapılarla bezenmiştir. Ilıman ve sıcak denizlerin kıyı sularında bol rastlanırlar. Boyları 20 cm ile 18 cm arasında değişen türleri vardır. Çoğu 50-60 cm arasındadır. Yırtıcı hayvanlardır. Balık, karides, yengeç ve diğer yumuşakçalarla beslenirler.
Bazan balık sürülerine dalar veya ufak mürekkepbalığı kolonilerini takip edip karınlarını doyururlar. Mürekkepbalığı, avına arkasından yaklaşıp omuriliğini ısırarak kopartır ve felç etmek suretiyle öldürür. Bazan her avdan sadece bir ısırık alıp dinlenmeye çekilir. Vantuzlu dokunaçlarıyla avlarını yakalar, kollarıyla da ağıza götürürler. Mürekkepbalıkları olağanüstü bir beyin, heyecan hissi, hassas bir koku alma duyusu, oburluğa varan bir tat alma duyusu ve çok hassas gözlere sahiptir. İri gözlerinde 70 milyon görme hücresi vardır. Görüş alanları 360 dereceyi bulur.
Arkalarını da rahatça görebilirler. Karanlık sularda koku alma duyusuyla avlarını tespit ederler. Sinir sistemleri tarafından kontrol edilen ve kromotofor denen renk değiştirme hücreleriyle her ortama kamufle olurlar. İridosist (?) denen deri hücreler de ışığı yansıtarak renk değiştirmeye yardımcı olurlar. Pusuya yattıklarında kuma gömülerek kendilerini gizlerler.Cinsi olgunluğa ulaşmak üzere kışın derin sulara göçerler. İlkbaharda çiftleşmek ve yumurtlamak üzere yosunlu kıyılara gelir, yaz sonunda yumurtladıktan sonra genellikle ölürler. Yumurtalar yosunlara veya sert zeminlere bir kapsül içinde yapışır, yaz sonunda çıkarlar, yavrular sonbaharda derin sulara göçerler.
Mürekkep balıkları
ahtapotlar gibi renklerini çok hızlı değiştirebilirler. Bazen renk dalgaları bedenlerinde nabız atması gibi görünür. Bu kadar fazla değişikliğin olmasına kızgınlık, yiyecek görme, korku ve bulunduğu yerin rengi gibi farklı nedenler sebep olabilir. Renk değiştiren bir mürekkep balığı gerçekten çok ilginç bir görünüme sahip olur. Yüzü kızarır ve yüzünde kırmızı ve altın yaldız rengindeki küçük benekler gelip gider. Balığın desenleri de küçük beneklerden koyu çizgilere ve göz gibi lekelere dönüşebilir
Avı kolay sayılır. Geceleyin zaten kaçmaz, gündüz bazen biraz kaçar bazen de öylesine hareketsiz durur. Sübye ile ilgili bilinmesi gereken en önemli şey ısırmasıdır. Elinizi ağzına sokup özellikle ısırttırmadıkça ısırmayan ahtapota karşın sübye sanki bir ısırma manyağıdır. Parmağınızı yanlışlıkla yaklaştırmayın, tuttuğu gibi kendine çeker, tabii kütlesi dalgıcı çekmeye yeterli olmadığı için kendisi parmağa doğru gelir ve “hart” diye ısırır. Cidden acıtıyor, resmen bağırtıyor insanı. Ben vurduğum zaman karnını hemen yarıp içini boşaltıyorum. Sonra tele takıyorum. Teknede ise ayrı bir su kovasına atıyorum. Denizden çıkana kadar tertemiz oluyor. Öbür balıkları boyamıyor. Evde de uğraştırmıyor.
Çok fazla miktarda temizlemeniz gerekiyorsa dip frizde biraz dondurun mürekkebi de donacağı için etrafa fazla bulaşmadan kolayca temizleyebilirsiniz.
Sübyenin en önemli ikinci özelliği ise birinci sınıf bir balık yemi olmasıdır. Akyadan orfoza, levrekten sinarite kadar her balık sübyeyi severek yer.
Kalamar gibi çabuk pişmez. Büyüklüğüne göre 45 dakik ila bir saat haşlayıp sonra yahnisi yapılır. Ahtapot ve karidesle karışık yaparsanız enfes olur.
SÜBYE TÜRLERİ
ONAYAKLI (Decapoda) Kafadanbacaklılar, 8 adet kısa ve gereğinde uzatılabilen, normal koşullarda özel kanallarına çekilen (kontraktil) iki adet kola sahiptirler. Bu uzun kolların uç bölümleri bir el şeklinde yassılaşmış ve vantuzlarla bezenmiştir. Kolların geri kalan sap şeklindeki bölümü yuvarlak kesitli ve tümü ile çıplaktır. Octopodların aksine, decapodlarda sırt tarafta kalsiyum karbonat veya kitinimisi (boynuzumsu) bir maddeden yapılmış ve şekli türden türe değişen bir iç iskelet bulunur.
Decapodlar genellikle kıyıdan uzak açık sularda yaşarlar ve iyi yüzücüdürler, kıyılara nadiren yaklaşırlar. Genellikle sürü halinde bulunurlar.
Türkiye sularında 5 adet decapod türü yaşamaktadır. Bunlar:
Sepia officinalis (Linnaeus, 1758)
Sepia orbignyana Férussac in D'Orbigny, 1826
Sepia elegans Blainville, 1827
Rossia macrosoma (Delle Chiaje, 1830)
Sepiola rondeleti Leach, 1817
SEPIA ORBIGNYANA-DİKENLİ SÜBYE.
S. oficinalis'e çok benzeyen ancak boyca daha küçük bu tür Türkiye sularında Ege ve doğu Karadeniz kıta sahanlığında oldukça bol bulunur. Manto uzunluğu 10-12cm kadardır. Kumlu zeminlerde, 50-450 m arasında, en fazla da 80-100m derinliklerde rastlanır.
SEPIA ELEGANS-NARİN SÜBYE.
İlk bakışta diğer sepia türlerine benzer. Vücut S. officinalis'e oranla daha ince yapılıdır. Boyu 12-15cm kadardır. Kısa kollardaki vantuzlar ikişerli zik-zak şeklinde sıralanmışlardır. Uzun kollar (eller) daki vantuzların uçları yassılaşmıştır. Vücut rengi, bulunduğu ortam ve hayvanın o andaki durumuna göre çok değişkendir.
S. elegans deniz dibi (Zostera, Posidonia) çayırlarında veya kumluk bölgelerde sürü halinde yaşarlar.
Dip trolü ve sepetlerle avlanır.
Eti çok lezzetli ve değerlidir. Diğer Sepia türleri gibi hazırlanarak yenir.
ROSSIA MACROSOMA-TOMBUL SÜBYE.
Türkiye sularında Ege ve Akdeniz’de rastlanan bu sübye, en fazla 2cm ortalama 1 - 1.5cm gelmektedir. Gövde kısa ve geniştir. Yüzgeçler iki yanda oval biçimde, kulak şeklindedir. Kafa gövdeden belirgin şekilde ayrıdır. Diğer decapodlarda olduğu gibi kısa kolların iç yüzünde ve kontraktil uzun kolların el bölümünde vantuzlar bulunur. İç iskelet bir mızrağı andırır. Yarı saydam kahverengimsi kitinden yapılmıştır. Tombul sübyenin vücut rengi kahverengimsi kırmızıdır. Rengin koyuluğu kromatoforların daralıp genişlemesi ile ayarlanır.
Bu tür Ege ve Akdeniz’de 100-350 m derinlikteki zemin üzerinde yaşar. Küçük balıklar ve yengeçler ile beslenir. Eti çok lezzetli olmakla birlikte avlandıktan sonra muhafazası güçtür. Ekonomik değeri bazı Akdeniz ülkelerinde (İspanya, İtalya vb.) yüksektir. Avcılığı yalnızca dip trolü ile yapılır. Daha doğrusu balık avlama sırasında rastlantı ile torbaya girenler değerlendirilirler.
SEPIOLA RONDELETI-CÜCE SÜBYE.
R. macrosoma Tombul Sübye ye çok benzer. Ayırt edici özelliği, kafa bölümünün sırt tarafta yer alan geniş bir membran ile gövdeye bağlanmış oluşudur. Gövdenin iki yanında yer alan kulak şeklindeki yüzgeçlerin kaidesinde birer koyu renkli leke bulunur. İç iskelet kitinden yapılmış, ince bir kaşığı andırır. Gövde rengi şarap kırmızısıdır ve kromatoforların durumuna göre değişir. Boyu 6cm kadar olabilir. Normal boylar 4-5 cm arasındadır.
Eti çok lezzetli olmakla birlikte çok nadir olarak avlandığından ekonomik değeri azdır. Kıta sahanlığı üzerindeki derin sularda bulunduğundan dip trolü ile avlanması zordur. Fanyalı ve uzatma ağlarına tesadüfen takılmış olarak yakalanır.
Sübyeler eski çağlardan beri besin maddesi oldukları kadar çeşitli hastalıkların tedavisinde de ilaç olarak kullanılmışlardır. Bu nedenle "Adi sübye"ye officinalis (ilaç) adı verilmiştir.
Yeni yorum gönder